Haftada bir sizlere ulaşmak için yazdığım bu bültende Fransızca diline ve kültürüne dair içerikler, dil öğrenme sürecine dair çalışma yöntemleri ve psikolojik süreçler hakkında yazıyorum. Eğer ilginizi çekiyorsa, e-posta adresinizi yazarak ücretsiz olarak kaydolabilirsiniz. Yazılarımı beğeniyorsanız kalp tuşuna basmayı, arkadaşlarınız ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın!
Bu hafta bahsetmek istediğim konu, derslerde öğrencilerle kurduğum bağ. Bilginin akabilmesi için karşılıklı bir yakınlık oluşması gerektiğine inanıyorum. Birçok eğitimde eğitmenin kim olduğu ya da yaklaşımına dair fikrimiz olmuyor. Önemli olan eğitmenin ne anlattığı, alana ne kadar hakim olduğu ve bunu ne şekilde aktardığı. Bunlar tabi ki önemli, ancak her zaman yeterli değil.
Fransızcayı mükemmel seviyede bildiğimi düşünmüyorum, eminim benden çok daha donanımlı eğitmenler vardır. Kendimi dil öğretme konusunda farklı teknikler deneyerek, eğitimler alarak ve bu alandaki yeni teknolojileri derslerime dahil ederek sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Fakat bahsettiğim bu iki temel unsurun dışında eğitmen-öğrenci ilişkisine dair açık bir iletişim kurma gerekliliği. Okullarda oluşan eğitmenin hiyerarşik üstünlüğünü derslerime taşımadığım için, öğrencilerimle kurduğum ilişki biçimi yıllar içinde daha farklı oldu. Derslerdeki konuları seçerken sadece düşünsel konular değil, daha kişisel ve yaratıcılık temelli, kendimi rahatlıkla ortaya koyabildiğim, kendimden bahsedebildiğim konular seçiyorum. Bu sayede öğrencilerin de aynı oranda bana yaklaştığını ve karşılıklı bağ kurulmasını sağlıyorum. Böylece öğrenmenin çok daha hızlandığına birçok kez tanık oldum. Birçok öğrencimle kurulan bu bağların, onların Fransızcayı sevmesine, motivasyonla çalışmasına ve meraklarını derslerden sonra da sürdürmelerini sağlıyor. Dersler bittikten yıllar sonra hala birçok öğrencimle iletişimde olmak, hatta bazıları ile arkadaş olmamız benim için çok değerli.
Fransızca öğrenmenin zorluklarını açıkça paylaştığım derslerde, öğrenciler de zorlandıkları yerleri rahatça benimle paylaşabiliyorlar. Bilgiye ulaşmanın kolay ve hatta her yerde olduğu bu dönemde, ihtiyacımız olanın bilgi ile ne yapacağımızı anlayarak, ne şekilde organize edeceğimizi ve nasıl kullanacağımızı öğrenmek düşünüyorum. Örneğin, belli bir konu anlatımının öğrenmenin ilk aşaması olarak yeterli olmayacağını, bu anlamda, öğrencinin pratik etmesi için farklı yöntemler deneyerek onların zorlandığı yerleri ve yeni alışkanlıklar oluşturmak için ne şekilde yaklaşacaklarını, öğrenme süreçlerini takip ederek çalışma stratejileri paylaşma gibi.
Geçen hafta 2 yıl sonra yeniden Fransız filmleri ile konuşma sınıfına başladık. Küçük bir grup ile Fransız konuşmayı pratik ettiğimiz bu 8 haftalık programda Fransız Yeni Dalgasını, auteur sinemasını filmleri analiz ederek yapıyoruz. Beni heyecanlandıran içerikleri paylaştığım derslerimde her yeni tanıştığım kişi ve birlikte gelişen sohbetler ders vermenin en sevdiğim yanlarından. Şu an ne yazık ki başka bir grup dersi yok, ancak yeni yıl itibari ile planlayabileceğim. Özel derslere ise devam etmekteyim, eğer ilgileniyorsanız deneme dersi için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Paylaştığım bu video Lous and The Yakuza adlı çok sevdiğim müzisyenin bir parçası, dinlerken bir yandna hem fransızca hem ingilizce şarkı sözlerini takip edebilirsiniz.. Bu sayede Fransızca dinleme ve anlama pratiğinizi geliştirebilir, yeni kelimeleri de daha kolay öğrenebilirsiniz.
Her hafta yeni içeriklerle buluşmak üzere,
Au Revoir!